Bedensel Engelliler Destek Eğitim Programı

Kurumumuzda
bedensel engeli bulunan bireylere uzman fizyoterapistler tarafından destek eğitimi verilmektedir.Eğitimlerimizden tıbbi tanısı konulmuş tüm bireyler yararlanmaktadır.Eğitimlerimiz 40’ar dakikalık seanslardan oluşmaktadır.Sağlık Bakanlığınca yetkilendirilmiş hastanelerden sağlık kurulu raporu alınması durumunda eğitimlerimiz ücretsiz olarak verilmektedir.Kurumumuzda her bireye özgü değerlendirme yapılmakta ve söz konusu değerlendirmeye göre eğitim programı belirlenmektedir. Eğitim programı, belirli aralıklarla tekrar gözden geçirilmekte ve ihtiyaca göre güncellenmektedir.Bedensel Engelliler (Fizik Tedavi) Destek Eğitim Programına göre aşağıdaki modüllere yönelik eğitimler verilmektedir.

Bedensel Engelli Bireyler Destek Eğitim Programı, özel eğitim hizmetleri kapsamında destek eğitim kurumlarına devam eden bedensel (spastik ve ortopedik) yetersizliği olan bireylerin verilen özel eğitim hizmetinden etkili bir biçimde ve en üst düzeyde yararlanmalarını sağlamak amacıyla ülkemizde bedensel yetersizliği olan bireylerin gelişim özellikleri dikkate alınarak aşağıda belirtilen ilgili mevzuat hükümlerine dayanılarak hazırlanmıştır.
Bu programın hazırlanmasında 3797 sayılı Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un Ek 3. maddesi ile 24/07/2008 tarihli ve 3793 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 25. maddesi dayanak teşkil etmektedir.

KABA MOTOR BECERİLER

  1. Sırtüstü
  2. Yüzüstü
  3. Destekli Oturma
  4. Desteksiz Oturma
  5. Emekleme
  6. Dizüstü
  7. Ayakta Durma
  8. Destekli Yürüme
  9. Desteksiz Yürüme
  10. Merdiven İnip-Çıkma
  11. İleri Düzey Fonksiyonel Beceriler

İNCE MOTOR BECERİLER

  1. Çizim Becerileri
  2. Tutma ve Bırakma
  3. El Becerileri ve El-Göz Koordinasyonu
  4. Proprioseptif Sistem (Vücut Farkındalığı)
  5. Taktil Sistem (Dokunma)
  6. Görsel Algılama
  7. Vestibuler Sistem (Denge)

Özür Grubunun Tanımı ve Özellikleri

Doğum öncesi, doğum sırası ve doğum sonrası dönemde herhangi bir nedene bağlı olarak iskelet (kemik), kas ve sinir sistemindeki bozukluklar sonucu, bedensel yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybeden, toplumsal yaşama uyum sağlama ve günlük yaşamdaki gereksinimlerini karşılamada güçlükleri olan, bu nedenlerle korunma, bakım, rehabilitasyon, danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyan kişiye bedensel özürlü; bu duruma yol açan durumlara ise bedensel özürdenir. Bedensel özürleri nedeni ile sağlıklı kişilerden farklılaşan ve eğitim hizmetlerinden gereğince yararlanamayan bu bireylerde bilişsel, psiko sosyal ve duyusal gereksinimlerin yanı sıra hareket ve fonksiyonel yeteneklerin geliştirilmesi de büyük önem taşımaktadır.Çeşitli nedenlerle kaba ve ince motor gelişim becerileri olumsuz yönde etkilenmiş bu kişilerin kendilerinden beklenen fonksiyonel hareket ve becerileri yerine getirmeleri değişik derecelerde kısıtlanmıştır. Bu duruma yol açabilecek ve sıklıkla karşılaşılan nedenler aşağıda kısaca tanımlanmıştır.

Serebral Palsi: SP (CP) şeklinde kısaltılmış olan bu hastalık grubu, gelişmekte olan beynin(gebeliğin başlangıcından ikinci yaşın sonuna dek) değişik nedenlerle zarar görmesi sonucu ortaya çıkan duyu, algı ve hareket bozukluğudur. Ortaya çıkan klinik tablonun ağırlığı, beynin zedelenme derecesine, hasarın yerine ve bireyin yaşına bağlıdır. Oluşan tablo ilerleyici değildir. Bu tablonun vücudun tamamını etkileyen şekli tetraparezi (kuadriparezi), daha çok bacakların etkilendiği şekli diparezi (dipleji), vücudun bir yarısının etkilenmesi hemiparezi, tek kol veya tek bacak etkilenmesi monoparezi olarak adlandırılır. Bu durum farklı şekillerde kendisini gösterir.
  1. Spastik Tip: Kasın istem dışı sertliğini ifade eden bu durum; hareketlerin yavaşlamasına, harekette kontrol güçlüğüne ve çeşitli hareket kayıplarına sebep olur.
  2. Atetoit Tip: Hareket ve pozisyonlara bağlı olarak kaslar bazen sert bazen de gevşektir. Hareketler istemsiz, yavaş ve sürüncemelidir.
  3. Ataksik Tip: Duruş, denge bozuklukları, hareketlerde titreme ve koordinasyon bozuklukları ile karakterizedir.
  4. Hipotonik Tip(Gevşek): Tüm vücut kaslarında yaygın gevşeklik söz konusudur.
  5. Karışık Tip: SP’nin farklı tiplerine ait özellikleri bir arada taşır. Çoğunlukla atetoid ve spastik tip birliktedir.
Merkezi Sinir Sistemini Etkileyen Dejeneratif, Metabolik ve Genetik Kökenli Hastalıklar Merkezi Sinir Sistemini Etkileyen Dejeneratif, Metabolik ve Genetik Kökenli Hastalıklar:Motor gelişim geriliğine bağlı hareket ve fonksiyon kayıplarına yol açar. (Down sendromu, Subakut sklerozan panensefalit, Joubert sendromu, Rett sendromu, Prader-Willi sendromu, Williams sendromu vb.

Mental Motor Retardasyon (MMR) (Mental Motor Gerilik): Zekâ, duyu, algı ve motor bozuklukların çeşitli oranlarda bir arada görüldüğü durumu ifade eden genel bir başlıktır.

Doğuştan Kol Felci (Brakial Pleksus Yaralanması) Doğum sırasında kola giden sinirlerin zedelenmesine bağlı olarak  ortaya çıkan, hareket ve duyuyu etkileyen felç tablosudur. Tek taraflıdır.
Etkilenen kolda tamamen bir felç tablosu olabileceği gibi ağırlıklı olarak elde ya da omuz çevresindeki kasların zayıflığı ile de seyredebilir.

Omurilik Kapanma Defektleri (Spina Bifida-Meningomyelosel): Omuriliğin ve omurilik sıvısının dışarıya doğru kese şeklinde fıtıklaştığı ve bacaklarda tek ya da çift taraflı değişen derecelerde felçlere neden olan bir hastalıktır. Bazı hastalarda beyin omurilik sıvısının dolaşımının beyin içinde kapalı kalması sonucu beyinde birikmesi ve buna bağlı başın büyüdüğü (hidrosefali)  görülebilir. Hidrosefali beyin gelişimini ciddi olarak engelleyebilecek bir durumdur.

Doğuştan Kas Hastalıkları: İskelet kaslarının yapısındaki bozulma ve buna bağlı ilerleyici kas güçsüzlüğü ile seyreden, doğumdan itibaren ortaya çıkan bir grup hastalıktır. Kas güçsüzlüğünün yanı sıra eklem sertlikleri, şekil bozuklukları ve ilerleyici sakatlık meydana gelebilir.

Travmatik Nedenli Merkezi Sinir Sistemi Yaralanmaları: Çoğunlukla trafik kazası, yüksekten düşme, ateşli silah yaralanmaları gibi kazalar sonucunda oluşmakta ve sinir sisteminde geçici ya da kalıcı özre neden olmaktadır.

Süreğen Hastalıklardan Kaynaklanan Motor Gelişim Gerilikler: Doğuştan ya da sonradan oluşabilen, yaşam boyu devam eden ve /veya ilerleyici, ince ve kaba motor gelişim becerilerinde yetersizlik ortaya çıkaran durumları tanımlar (epilepsi, osteogenesis imperfekta ).

Yapılan çalışmalar sonucunda bireyin;

  • Normal motor gelişim basamaklarındaki becerileri kazanmaları,
  • Duruş (postür) ve hareket ile ilgili bozukluklarını en aza indirmeleri,
  • Kaba ve ince motor becerilerini geliştirmeleri,
  • Günlük yaşam aktivitelerinde bağımsız hareket edebilme becerileri kazanmaları,
  • Düzgün duruş ve hareket için gerekli duyu, algı, bilişsel ve motor bütünlüğünü sağlamaları,
  • Transfer ve yer değiştirmeye ve ilerlemeye yönelik hareketlerini geliştirmeleri,
  • Yardımcı cihaz, araç gereç ve ekipmanı kullanma becerisi geliştirmeleri,
  • Gelişim basamaklarına uygun davranma becerisi geliştirmeleri,
  • Hareket yeteneğinin yanı sıra bilişsel, duyusal, psikolojik ve sosyal bütünlüğü geliştirmeleri beklenmektedir.

Bedensel engelli bireylerin tanılanmış bedensel yetersizliğine ek olarak başka bir yetersizliğinin olması halinde, (zihinsel, görme, işitme vb.) birey için uygun kazanımlar belirlenerek bireysel ve grup eğitim programına dâhil edilmektedir. Ayrıca iyi bir rehabilitasyon programı için çok iyi bir değerlendirme ve takip gerekir. Program bu doğrultuda çocuğun ihtiyaç ve gelişimine göre kendini yenilemelidir. Merkezimizde  her bireye özgü değerlendirme yapılır ve program belirlenir. Belirlenen aralıklarla bu program tekrar gözden geçirilerek yenilenir.


Fizyoterapide Amaçlar?

• Fizyoterapide çocuğa doğru hareket kazandırılarak, normal hareketi algılamasını sağlaması öğretilir.

• Çocuğa düzgün duruş teknikleri gösterilerek normal hareket gelişimi hedeflenir.

• Vücudunun en önemli komponenti olan gövde konrolü öğretilerek, düzgün vücut hareketliliği sağlanır.

• Böylece vücudu ile dış dünya arasında bağlantı kurmayı öğrenerek sosyal ilişkileri ve çevreyi algılaması amaçlanır.

Fizyoterapide Uygulama ve Teknikler
 

1.Nörogelişimsel Bobath terapisi

2.Yürüme - Denge - Koordinasyon eğitimi

3.Erken Rehabilitasyon

4.Kinezyotape Uygulaması

5.Uzay Terapi

6.Duyu – Algı Bütünlemesi

7.El Rehabilitasyon Programı

8.Refleksoloji

9.Manuel Terapi Teknikleri

10. Koruyucu Rehabilitasyon




Mikrosefali

Birincil mikrosefali nedir?

Birincil mikrosefali hamileliğin ilk yedi aylık döneminde bebeğin anormal gelişmesi nedeni ile ortaya çıkan küçük beyinli bebek doğumunu tanımlar. Birincil mikrosefali oluşumu nedenleri arasında Genetik yatkınlık, Karyotip bozukluklar, Down sendromu, Edward sendromu, Cri-du-chat sendromu, Cornelia de lange sendromu, Rubinstein taybi sendromu, Smith-lemli-opitz sendromu, doğumsal enfeksiyonlar, kimyasal ajanlar, ilaçlar ve metabolik hastalıklar gibi etkenler mikrosefali oluşumunda önemli etkenlerdir. Ayrıca iyonize radyasyon ile özellikle 4. ve 20. hamilelik haftaları arasında karşılaşmak mikrosefali oluşumunda önemli bir etkendir. Anne karnındaki bebek iyonize radyasyon ile ne kadar erken karşılaşır ise bebekte mikrosefali gelişme riski ve oluşabilecek hasarlar o kadar yüksek olur.

İkincil mikrosefali nedir? 

İkincil mikrosefali gebeliğin son iki ayında veya prenatal dönemde oluşan bir hasar nedeni ile ortaya çıkan küçük beyni tanımlar. İkincil mikrosefali etkenleri arasında ise menejit ve ensefalit, beslenme yetersizliği, hamileliğin ilk 4-6. haftaları arasında anne adayında yüksek ateş oluşması ve hipoksik-iskemik ensefalopati gibi etkenler mikrosefali gelişiminde önemli etkenlerdir.

 

Mikrosefali Belirtileri

Mikrosefalili bebeklerin kafatasları normalden küçütür ve kafatasının küçük olması da beynin de küçük olmasına işaret eder. Fakat çocukta oluşabilecek beyin hasarını beynin boyutu değil altta yatan yapısal bozukluklar belirler. Mikrosefali sorunu olan bebekte gelişme geriliği, konuşma ve haretlerde etkilenme, denge ve koordinasyon bozuklukları, boy kısalığı, yüzde şekil bozuklukları, hiperaktivite, epilepsi, intellektüel yetersizlik gibi belirtiler görülebilir.



Nörolojik bir rahatsızlıktır. Otizm, beyin felci veya spesifik olmayan gelişme bozuklukları gibi teşhisi çok zordur.Dünyadaki çeşitli ırklarda ve etnik gruplarda rastlanmaktadır.

İlk defa 1964 yılında, Dr. Andreas Rett tarafından tanımlanmıştır. Dünya çapında tanınması ise Dr. Bengt Hagberg’in konuyla ilgili İngilizce yayınından sonra gerçekleşmiştir.X kromozomu üzerinde bulunan MECP2 geninin kusurlu olmasından dolayı oluşur.

Özellikle kız çocuklarında görülür. Bunun sebebi; erkeklerin 1 adet X, bir adet Y kromozomu taşımaları, oluşumda X kromozomunun kusurlu olanını kompanse edebilecek yedeği olmaması ve böylece MECP2 mutasyonunun erkek fetusun ölümüne yol açmasıdır. Kızlar ise erkeklerden farklı olarak 2 adet X kromozomu taşırlar.

Şimdilik, her 23 binde 1 doğumdan, 10 binde 1 doğuma kadar varan sıklıkla ortaya çıktığı bilinmektedir. En son keşfedilen genetik kanıtlarla bu sayı daha da artmış olabilir.6-18 aya kadar bebeğin gelişimi normaldir.

Rahatsızlık konuşma yeteneğinin ve el becerilerinin kaybına sebep olur. Baş büyümesinde yavaşlama ve sürekli tekrarlayıcı el hareketleri, el becerilerinin kaybı ve ellerini amaçlı kullanamama meydana gelir. Denge bozukluğu ve yürümede bozulma başlar.Bu el hareketleri; el yıkama, el bükme, eli bir yere hafifçe vurma, el çırpma, eli ağıza götürme gibi şekillerde kendini tekrar eder ve zamanla değişebilir.

Nöbet, nefes alma bozuklukları, diş gıcırdatma ve bel kemiğinin S şeklini alması (skolyoz) gibi problemler de ortaya çıkabilir.

RS’in bir ailede sadece bir kere ortaya çıkma durumu %99.5’tir,

Hastalığa veya komplikasyona karşı alınacak önlemler, çocuğun yetişkin yaşlara kadar hayatta kalmasını sağlar

Duyu Bütünleme Yöntemi

Çevremizdeki uyaranlar duyu organlarımız yolu ile algılanır ve beyine iletilir. Bu bilgilerin beyinde organize edilmesi ve kullanılır hale getirilmesine duyusal entegrasyon denir. Yaşamın ilk yedi yılında bir çocuk vücudunu ve çevresindeki dünyayı hissetmeyi öğrenirken bir yandan büyür ve daha aktif hale gelir. Farklı seslerin ne anlama geldiğini ve konuşmayı öğrenir. Çevresindeki sayısız nesnelerin ne olduğunu, diğer insanlarla ve fiziksel çevre ile nasıl etkileşim içersinde olduğunu öğrenir. Bu gelişim sürecinde yaşadığı tüm deneyimler çocuğa duyu bilgisi verir ve bu bilgiyi çocuğun etkili bir şekilde kullanabilmesi için çocuğun duyu bütünlüğünü geliştirmesi gereklidir. 

Duyu bütünlüğü fonksiyon gelişimi doğal bir sırada ilerler ve her çocuk aynı temel sırayı takip eder. Bazı çocuklar daha hızlı gelişirken bazıları daha yavaş gelişir. Ancak bütün durumlarda aynı yol izlenir. Normal duyu bütünlüğü gelişimi sırasında sıkıntı yaşayan çocuklar hayatlarının ileriki dönemlerinde de sorunla karşılaşırlar.